24 Haziran 2011 Cuma

Zıvanadan Çıkma Durumu

Hani annelerimiz der ya, "iyice zıvanadan çıktın sen!" diye; ben bu terimi çok düşündüm. Zıvana nedir ne yapılır, girilmiş midir ki çıkılır diyerekten. Saygıyla eğilinir valla atalarımızın önünde bir lafı söylemişler ama tam oturtmuşlar yani hallerle. Bakıyorum kendime, "yok yea ne çıkcam" deyip dururken, değişiklik gösteren hareketlerime bakıp "bende çıktım yıhyıhyıh" durumu yaşıyorum bazen. Anlamsız mı değil mi karar veremiyorum çıkamıyorum işin içinden. Saatlerce bilgisayar başında oturup facebookta yakışıklı tarayan gözlerim akşam bi bakıyorum kayıyor hoop! Eciş bücüş yatağımda (sanki galler hatunuyum koccaman yatak arıyorum arsız) yatarken ergenlik dönemimi geçirdim gözlerimin önünden. Sevdiğim çocuk basketbol oynarken topu kafama geçirmişti de ben gene şebelek şübelek gülüyordum amma Christina Aguilera "Dirrty" dinleyip anama babama "cıkıınn yuaa odamdan" diye çemkiriyordum. Babam da her odama gidişimde "insansızlıktan pisikopat olcak bu kız" diye anneme söylenip durur, annem de "bıktım yeterrr" diyerek kapı arkasından bana bağırırdı. Napiyim en sevdiğim şey odama çekilip müzik dinlemek ve hayallerimdeki sevgilimle sokaklarda fink atmaktı. Sonra o sevgili beni hiç bırakmazdı ve biz evlenirdik falan. Yeni bir akıma dahil olmayı hiç geçirmedim içimden desem yalan olur mu olmaz mı onu hatırlamıyorum bak. Hayal sevgili ne zaman üzülsem beni bulur, yardım ederdi hep. Aynı hayal sevgili geliştirdiğim farklı hayallere göre değişip dururdu. Ve söylediği sadece bir cümle "Seni seviyorum"... 
Şimdiki ergen kızlarımızın üstüne başına bakıyorum valla koskocaman avrat gibiler, bebeleri ve pusetleri eksik o derece çıkıyorlar sokağa, yada umursamadan yine annelerimizin bi sözü olan "zibidi" gibi.
Yıllar geçti, eski ergenlikler ve yeni ergenlikler değişti ama insanımızın gençlere bakış açısı değişmedi. Hepsini küçük birer Melissa P. (hoş, o da kitabını yazdığında küçüktü) gibi görüyorlar. Hala "okumaz bu cıkcıkcık" gözüyle bakıyorlar. Sakince oturup düşünmek lazım bu gençler nereye gidiyor böyle diye. Ama önce içindekini susturmalı insan, dışarıyı anlamak için değil mi ama?